8 Tem 2018

Küba’da bir LGBT deneyimi



2018, bu defa adaya yaptığım onikinci seyahat. Küba’ya her seyahat ayrı bir tecrübe ve her defasında yeni insanlar ve olaylarla karşılaşma, hayatın yavaşlığına rağmen kendini tekrar etmeyen deneyimler, bazen de yılların değiştiremediği insanlara hayret ediş.

Küba’da veya herhangi bir başka egzotik yerde gezerken, hele de önyargılarınızı evde bırakıp gelmişseniz, karşınıza çıkan deneyimleri yaşamaya hazır olmanız gerekir.

Açıkçası geride kalan onbir seyahatte adanın türlü cesit politik, kültürel ve yaşamsal birçok noktasına temas etmiş, başımdan da IRMA Kasırgası gibi bir tecrübe geçmiş olmasına rağmen, LGBT meselesi ile ilgili bir tecrübem olmamıştı.

Hal böyleyken, Haziran 2018’de gittiğimiz seyahatte Küba bu defa beni LGBT başlığı üzerinden hem çok şaşırttı, hem de yeniden gururlandırıp, medeniyetin nasıl bir gösterge olduğu konusunda eşsiz bir örnek verdi.

Bir Trinidad akşamında, yemekten sonra, dünya mirası olan küçük meydandan çıkıp yürüyorduk ki, uzaktan bir müzik sesi duyduk. Aslında Küba için hiç yadırganacak bir durum değil müzikle her yerde karşılaşmak, ama gecenin gec bir saatinde eğlence mekanlarına da uzak sayılacak bir yerden gelen bu ses ilgimizi çekti, yürüdük, ulaştık.

Vardığımızda, büyükçe bir binanın açık olan arka giriş kapısını ve dışarıya gelen müzik sesini arkasına almış, oldukça şık kostümler içinde, çok makyajlı bir "drag queen" sigara içiyordu. Yanına yaklaştım, mekanın girişini sordum, bana binanın diğer tarafını işaret etti.

Ön girişe geldiğimde, aslında buranın, Trinidad’da tiyatro, sinema ve gösteriler için kullanılan, halka ait bir sosyal bina olduğunu farkettim. İzin alarak içeri girdiğimde gördüğüm manzara yalnızca enteresan değil bir o kadar da güzeldi.

Sahnede aşırı abartılı kostümleri ile şarkı söyleyip, dans eden ve gösteri yapan LGBT’ler ve etrafında onları alkışlayan kadın, erkek, çoluk, çocuk Trinidad insanları, Küba’lılar... Müthiş yüksek sesli müzik, herkes koltuklarından ayağa kalkmış, müziğe tempo tutuyor ve dans ediyor.

Geç olmuştu ve gösteri bitmek üzereydi. Ertesi akşam tekrar edileceğini öğrendim. Arkadaşlarımla yeniden gelmek üzere ayrıldık.

Ertesi akşam saat 22:00 sularında, bu defa gösteriyi baştan izlemek için tam zamanında geldik. 1 CUC, yaklaşık 1 Avro, giriş ücretini ödeyip salona doğru yönelmeden önce hepimize birer küçük paket verildi.

Paketin içinde, bir prezervatif ve oldukça güzel hazırlanmış kullanım kılavuzu, cinsel yolla geçen hastalıkların açıklamaları ve korunma yöntemleri, HIV konusunda broşürler ve eğitim materyalleri vardı.

Önyargısız olsak da, biraz şaşkın, içeride ne ile karşılaşacağımızı bilmeden daldık kapıdan.

İlk gördüğümüz yine çoluk çocuk gelmiş kalabalık Kübalı aileler oldu. Herkes gülüyor, eğleniyor ve gösterinin başlamasını bekliyordu. Çocuk her yerde çocuk! Sıraların, koltukların arasında prezervatifleri çoktan balon yapıp oynamaya dalmışlardı bile.

Gecikmeli de olsa gösteri başladı.

Yine oldukça süslü, pırıl pırıl kostümüyle bir sunucu göründü önce. Sırayla şarkıcıları davet ediyor, her şarkı ve gösteri arasında, söyleşiler ve kısa dans gösterileri ile program devam ediyordu. Ara ara şarkıcılara çoktan seçmeli sorular soruluyor ve yanıtın açıklaması bütün salona yapılıyordu. Gösterinin sonunda her şarkıcı izleyicilere yeniden tanıtıldı ve alkış istendi. En çok alkışı alan birinci seçilerek, şarkısını ve gösterisini yeniden okudu, gecenin galibi ilan edildi. Sertifikalar ve çiçek demeti ile ödüllendirildiler, gece sonlandı.

Bu geceyi kendi aramızda da çok konuştuk.

Öncelikle böyle bir etkinliğin önyüzünde gösteri ve eğlence olmasına rağmen, arka planında herkese hitap eden, özgür, kapsayıcı ve olmazsa olmaz bir temel eğitimin varlığını, toplumun bütün kesimlerinin bir arada, uygarca eğlenirken bir yandan da sıkmadan, sıkılmadan eğitilebildiğini gördük.

Küba toplumculuğunun gerçekten de halka yansımış, içselleşmiş, medeni bir uygulamasıydı bu. Ya da şöyle de denebilir, kendini “çağdaş uygarlık seviyesinde gören bir toplumun” ölçütlerinden biriydi bu ufak tecrübe ve gözlem.
 
Değişerek, değişmemesi gerekenleri koruma mücadelesini de veren Küba’ya bir defa daha bin selam olsun. 

1 yorum:

Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.