10 Eki 2010

Küba Cumhuriyeti Türkiye Büyükelçisi Jorge Quesada Concepción’la Küba’daki ekonomik dönüşüm üzerine bir söyleşi..




Küba'nın yönetim kadroları özellikle son yıllarda zaman zaman ekonominin yolunda gitmediginden ve daha fazla reform yapılması gerektiğinden bahsediyorlar: Örneğin, 500,000 devlet çalışanı mevcut işlerinden başka iş alanlarına kaydırılıyor ya da kendi işlerini kurmaya, özel şirketlerde çalışmaya yönlendiriliyor. Bunlar Küba'da görmeye alışık olmadığımız durumlar. Yurtiçi ve yurtdışında bu konuda oldukça fazla haber yapılıyor.

Küba'daki bu dönüşüm faaliyetlerini, Türkiye'deki en yetkili ağızdan, Küba Büyükelçisi Sayın Jorge Quesada Concepción’dan öğrenmek için Ankara’da buluştuk. Sayın Quesada, ülkemize gelmeden önce Yunanistan’da Büyükelçilik yaptı, Küba Dışişleri Bakanlığı’nda Avrupa Masası yöneticiliğinde bulundu.

Küba ekonomik alandaki reformlara neden ihtiyaç duydu ?

1990'da Küba SSCB'nin ortadan kalkmasıyla derin bir ekonomik kriz yaşadı, dünyada ekonomik olarak yalnız kaldı. O dönemde BD ablukayı daha da güçlendirdi; öyle ki, BD hükümeti "Devrim"in sonunun geldiğini bile düşündü. O günlerde de yüz yüze kaldığımız ekonomik problemleri çözmek için, devrimin temel prensiplerini koruyarak bazı dönüşümler yapmaya başlamıştık aslında. Yapılan bu dönüşümlerle değişen dünyaya uyum sağlarken, devrimin en temel kazanımları olan ücretsiz sağlık ve eğitim hizmetleri, bütün vatandaşları istisnasız kapsayan sosyal güvenlik sistemi gibi temel haklardan vazgeçilmesi düşünülmedi bile. O zamandan günümüze yaklaşık 20 yıldır, sosyalist ekonominin günümüz koşullarına göre yeniden biçimlendirilmesi sürüyor. Bu ekonomik sistemde işçiler, çalışanlar üretimin gerçek sahipleridir. Bütün insanlar devletin koruması altındadır ve yaşamsal ihtiyaçları devlet tarafından sağlanır. Günümüzde küresel ekonomik krizden etkilenmeyen ülke yok. Çok fazla doğal kaynağı olmayan, hammadde ihtiyacında dışa bağımlı olan Küba da bu krizden etkilendi. Obama'nın bütün söylemlerine rağmen de abluka olduğu gibi kaldı. Bununla birlikte bizim de ekonomi alanında hatalarımız oldu. Devletin kayıtsız şartsız her durumda vatandaşlarını destekleme anlayışı, yurttaşlarda bütün ekonomik problemlerin devlet tarafından çözülmesi gerektiği anlayışını yarattı. Bu da zaman içinde verimliliğin düşmesine neden oldu. Çünkü insanlar her ayın sonunda, yaptıkları işin sonucuna bakılmaksızın maaşlarını alacaklarını biliyorlardı.

Küba'yı yakında izleyenler olarak, 20 yıla yayılan bu dönüşümün izlerini görebiliyorduk, ama daha üst seviyeden baktığımızda, Fidel sonrası Raul döneminde bu sürecin hızlandığını görüyoruz. Bunun özel bir sebebi olabilir mi?

Fidel görevini devretmeden önce bu değişimin işaretlerini konuşmalarında sürekli veriyordu. İnsanların daha çok ve üretken çalışmalarını, yukarıda bahsettiğim bakış açılarını değiştirmeleri gerektiğini söylüyordu. Bu dönüşümlerin nasıl olacağının analizleri, uzmanlar tarafından yapılıyor, araştırmaların sonuçları ülkenin dört bir yanına dağıtılıp halkla, sendikalarla, öğrenci örgütleriyle paylaşılıyor, onlardan gelen yorumlara göre yeniden şekilleniyor ve ulusal parlamentoya sunulup onaylandıktan sonra da uygulamaya geçiyor. Bu çok uzun bir süreç ama her adımında, ülkenin asla değişmeyecek sosyalist karekteri göz önünde bulunduruluyor. Bu çalışmalar Raul'dan daha önce başlamıştı. Şimdi bunları bütün ülke olarak tartışıyoruz. Yapılan uygulamaları ölçüyoruz, halktan gelen değerlendirmeleri topluyoruz ve yeniden düzenleyip uyguluyoruz.

Küba'da fabrika işçisiyim ve her ay sabit maaş alıyorum. Üretken olmasam da bu maaşı almaya devam edeceğim. Kimilerini motive etmeyen bu döngü, bazılarını oldukça motive edebilir. Çünkü az ya da çok çalışsa da belli bir para alıyor. Hedeflediğiniz dönüşümler hayata geçtiğinde, kimileri kendi işlerininin sahipleri olacak. Ya bu kişiler umduklarını bulamazsa? Ya yaşamaları için yeterli kazancı sağlayamazlarsa ne olacak?

Öncelikle şunu hatırlamak gerekir, Kübalılar politik olarak oldukça iyi eğitilmişlerdir. Bu eğitim onların ülkenin genelindeki durumu, alınan ekonomik önlemleri ve sebeplerini kavramalarını kolaylaştırır. 1990'lardaki zorluklarla mücadelemiz, bugün karşı karşıya olduklarımızla başa çıkmada bizi daha hazırlıklı yaptı. Küba'lıların örgütlülüğü, değişikliklerle daha hızlı yüzleşmelerini de kolaylaştırıyor. İnsanların gittikçe artan maddi ihtiyaçları da var, bu inkar edilemez. İnsanların kendi işlerini kurma girişimlerinin bir motivasyonu da daha iyi yaşamak için daha fazla gelir elde etmek olacak. Devlet adına çalışanların sayısının azalması hem üretkenliği ve verimliliği hem de çalışanların maaşlarının artmasına yol açacak, özel ve kamu sektörleri arasında rekabeti getirecek.

Kapitalist ekonominin ana elementlerinden birisi olan rekabetçilik, üretkenliği ve motivasyonu getirdiği gibi, bencilliği de taşır. Kendi hesabına çalışan kişi daha çok kazanma hırsıyla, örgütlü topluma zarar verebilir. Bu ve benzeri yan etkilerle nasıl başa çıkacak Küba? Kapitalist rekabetçilik ile Küba'nın rekabetçiliği nasıl farklılaşacak?

Öncelikle Küba'da geçerli olan kurallar sosyalist kurallardır. Özelleştirmeye açılacak bazı alanlar için söylenenleri okuyorum, sanki bunlar ilk defa yapılıyormuş gibi haberler geliyor, ama bu doğru değil. Özelleştirme Küba'da yeni değil ki, bugün gördüğünüz denemeler 1990'larda, 20 yıl önce başladı ve biz hala sosyalizmin kurallarına göre yaşayan bir ülkeyiz. Ülkede Küba Komünist Parti’sine (KKP) üye olmayan milyonlarca yurttaş var fakat herkes KKP'nin ülkenin birliğini temsil ettiğini bilir. Bu yüzden partinin önerdiklerini takip ederler, dinlerler, katkı verirler. Bence rekabet kötü bir kelime değil! Eğer rekabet ortamında toplumun çoğunluğu fayda görüyorsa bunu kötü olarak adlandıramayız. Burada özellikle üzerinde durduğum rekabet küçük işletmeler, esnaf ve hizmet sektöründe çalışanlar için. Küba'da büyük fabrikaların sahiplenilmesinden bahsetmiyoruz. Küba'da özellikle hizmet sektörü oldukça zayıf ve zor bir alandır. Bu alanda verimsiz durumda binlerce çalışan devletin üzerinde önemli bir yük oluşturuyor. Küba Devleti’nin ekonomik koşullarını zorlayan bir durum bu. Eğer, rekabet koşulları toplumun çoğunluğu için ekonomik çözümler ve fayda sunuyorsa kötü bir kelime olarak adlandırılmamalı. Yeni bir ekonomik anlayış ile yüz yüzeyiz. İnsanlar beklenti içinde, ama 1990'larda da aynı soru işaretleri ve endişeler vardı. Birçok insan Küba'nın çaresizlikten kapitalizme döneceğini düşündüler. Özel sektör yatırımları başladığında aynen böyle düşünüyorlardı. 20 yıldır Küba'da yabancı yatırımcı var ve politik anlayışımızda bir değişiklik yok. Şu anda yaptığımız dönüşümler aslında sistemi korumak için alınan önlemler olarak da düşünülmelidir. Küba'da birçok şey değişebilir, sosyalizm hariç!

Peki yaptığınız bu reformların sosyalizmi değiştirmediğini nasıl ölçeceksiniz, nasıl gözlemleyeceksiniz? Yaptığınız her değişim hareketi, sosyalizme bir şekilde dokunacaktır.

Sosyalizmi bir yerde yazılı olan kurallar bütünü olarak ve o kuralların harfiyen uygulanması gibi algılamayın. Sosyalizm kendi koşullarınıza göre uyarlamanız gereken ekonomik ve politik bir sistemdir. Küba'daki sosyalizm de kendi gerçeklerimize göre uyarladığımız bir sistemdir. Yapılan dönüşümlerde temel hedef halktır, belli bir zümre ve iş sahipleri değildir. Devletin temel görevi her zaman olduğu gibi genel refah seviyesini yukarıda tutmak ve yaygınlaştırmak olacaktır. Herkes için ücretsiz sağlık ve eğitim sağlamak devlet için çok ciddi bir ekonomik yük getiriyor. Bunu devam ettirmeli ve altından kalkmalıyız. Bunlar Devrim’in vazgeçilmez kazanımlarından olduğundan yeni çözümler geliştiriyoruz. Bu ücretsiz hizmetlerin devamlılığını ve kalitesini korumak için para bulmamız gerekli. Çözümler ve para yurtdışından gelmeyecek, kendi çözümlerimizi üretmemiz lazım. Kendi yeteneklerimizi biliyoruz. Bu yüzden değişen ekonomik koşullara göre çözüm üretebileceğimizden de hiç kuşkumuz yok. Zaten 50 yıldır dünyanın en güçlü devleti tarafından sürdürülen ekonomik abluka sebebiyle bu koşullara alışığız.

Küba, sosyalizm denemesinde yıllardır dünyaya umut oldu, ışık oldu. Chavez, Morales, Ortega gibi liderler Fidel'i örnek aldılar, gerektiğinde onun tecrübelerinden yararlanmak için danıştılar. Bir zamanlar kaptalizmin kuralları ile, serbest ekeonomi ile yönetilen bu ülkeler şimdi sosyalizmi kendi ülkelerinde inşa etmeye uğraşıyorlar. Küba sosyalizme devam edecek ama kapitalist sistemde gördüğümüz bazı ekonomik araçları da kendine uyarlama yolunda. Bu konuda Chavez veya Morales'den fikirsel destek aldınız mı? Onların tecrübelerini sorguladınız mı?

Biz bu ülkelerdeki gelişmeleri, Çin ve Vietnam'ı izlediğimiz gibi yakından takip ediyoruz. Şunu da biliyoruz ki, başka ülkelerde işe yarayan kendini kanıtlamış yöntemler bizim için tehlikeli olabilir. Bu tecrübeyi en güzel SSCB zamanında sosyalist bloktaki ülkelerde gördük. Ne zaman bir sosyalist ülke başka bir ülkenin çözümlerini kopyaladı, o çözümler o ülkede işe yaramadı. Çünkü şartlar farklıydı. Geçmişte Küba’da da benzer bir hatayı yaptık ama dersimizi aldık ve öğrendik. Latin Amerika'daki gelişmeleri yakından izliyoruz, ancak hiçbir ülkenin tecrübesini aynen alıp uygulamıyoruz veya oradaki reçeteleri kendimize uyarlamıyoruz. Beraber çalıştığımız en önemli alan ülkelerimizin birbiriyle entegrasyonu. Bu konuda ALBA önemli bir örnek. Kıtanın bütün insanlarının dayanışma içinde yaşayacağı bir gelecek düşlüyoruz ALBA ile. Kısaca şu anda geliştirdiğimiz ekonomik çözümler hiçbir modelin kopyası değil, kendi geliştirdiğimiz uygulamalar olacak. 10 yıl önce uyguladığımız yöntemlerden aldığımız verileri değerlendirerek geliştireceğimiz çözümler bunlar.

Obama'nın gelmesi de Küba'ya uygulanan Ambargo'da bir değişiklik yaratmadı, zaten pek beklenmiyordu da! Acaba Küba'daki bu ekonomik değişim süreçleri ablukaya rağmen başarılı olursa, BD'nin Küba'ya uyguladığı Ambargo'da geri adım atması gerçekleşir mi? Küba'nın BD dışındaki ülkelerle ablukayı delip ekonomisini iyileştirmesi, BD vatandaşlarında, kendi devletlerine karşı bir baskı unsuru yaratır mı? BD'deki bazı STK'lar bu konunun öncülüğünü, sözcülüğünü yapar mı? BD halkı “artık yeter” diyerek kendi hükümetlerine söz geçirebilir mi?

Obama tam bir fiyasko! Biz politik sistemimizi değiştirmediğimiz sürece, BD'nin değişeceğini de düşünmüyoruz. Küba'daki her başarı, BD için bir tehlike demektir. Neden bunca yıldır ablukayı kaldırmıyorlar? Çünkü o olmazsa daha çok serbest ticaret yapabileceğiz, herkesin erişebildiği fonları kullanabileceğiz. Biliyorlar ki, biz bu fırsatları yakalarsak onların sistemine karşılık dünya için de bir seçenek olduğumuzu kanıtlayacağız. Bu yüzden sadece bize özel ekonomik, ticari ve göçmen kanunları çıkartarak ülkenin kararlılığını bozmaya çalışıyorlar. Abluka BD hükümetinin özellikle de Cumhuriyetçi kanadın yarattığı bir durum, BD halkının genelinin değil. BD yurttaşları Küba ile diğer ülkelerle olduğu gibi iletişim kurmak, seyahat etmek istiyorlar.

Her yıl BM’de abluka karşıtı yapılan oylamada Küba, BD ve birkaç ülkenin dışında bütün dünyayı yanında bulur. Bu konuda ne söylersiniz?

Bu bir moral oylamasıdır. Her yıl bütün Küba vatandaşları, kimlerin kendileriyle dayanışma içinde olduğunu görmek için oylamayı dikkatle izler, yaptırımı ne yazık ki yoktur ve bir şeyin değişmemesi de dünyamızın bir gerçeğidir. BM, İsrail'in yaptıkları için deklerasyon yayınlar ama bir şey olmaz. Bu yüzden Küba ve birçok ülke her fırsatta BM'nin yapısının daha demokratik olması için çağrıda bulunur. Abluka, Küba'nın ekonomik sorunlarına sebep olan önemli bir paydaştır ama hepsi değildir. Uluslararası basın bunu bize karşı oldukça fazla kullanmıştır, sanki ekonomik zorlukların tüm sebebi ablukaymış gibi göstermiştir. Biz de zaman zaman önemli hatalar yaptık, ama bunları değiştirecek fırsatlar da yarattık. Ablukaya rağmen bir sürü BD vatandaşı ülkemize tatile geliyor ve gördükleri karşısında şaşırıyorlar. Üstelik abluka sadece tek bir kanundan oluşmuş değil. Abluka, oldukça karmaşık ve iç içe geçmiş kanunlar bütünüdür. Kongre’nin bir oylamasıyla, tek bir kararla kalkamaz.. Konrge'de ablukanın kalkması için çalışanlar sosyalizmi sevdikleri için mücadele vermiyorlar. Küba ile yapacakları iş fırsatlarını kaçırmamak için mücadele veriyorlar.

Son olarak, Türk halkına bir mesajınız var mı?

Küba Devrimi, düşmanlarımızın bütün yanlış bilgilendirme uğraşlarına rağmen ayakta kalacaktır. Bu yaptığımız dönüşümler başarılı olsa bile insanların kafalarını karıştırmaya devam edecekler. Dostlarımız bize ve yaptıklarımıza güvensin. Küba’da bir çok şeyin değiştiğini görebilirsiniz ama tek değişmeyen sosyalizm olacak. Bir ülkenin tarihinde 50 yıl hiçbirşeydir. Bu 50 yılda çok şey başardık ve en önemli kazanımlarımızdan birisi de eğitimli bir halk oldu. Küba halkının büyük çoğunluğu sosyalizme sahip çıkacak olgunluğa sahiptir. Biz daha yeni başladık!

http://www.latinbilgi.net/index.php?eylem=yazi_oku&no=3637

http://www.kahvemolasi.com/sayilar/20101012.asp#cuneytgoksu

Hiç yorum yok: