28 Eki 2009

ABD İşçileri Sosyalist bir Devrim Yapabilir mi?





Amerikan İşçileri devrimci bir potansiyele, sosyalist düzen kuracak birikime sahip midir? Amerikan tarihine bakıldığında bu sorunun cevabı olumsuzdur. ABD’yi yöneten kapitalist sınıfın yöneticileri, onların politik uzantıları ve oldukça rahat yaşayan orta sınıfın dışında kalan kitle mevcut sisteme ve düzene karşı “diş bileme”sine rağmen bunu radikal olarak değiştirmek için birşey yap(a)mamıştır.

Kapitalist sınıfın kendi seçtiği, kontrol ettiği bir yönetici kitlesi vardır, medyayı, parayı, üretimi elinde tutar, ülke politikasına yön verir. Bunun farkında olan entellektüel kesim de, kültür ve iletişim kanallarını kullanarak toplumu uyandırmaya çalışırlar, tıpkı bütün coğrafyalarda olduğu gibi. Kapitalist sınıfın bu yönetim şekline ilk önce Afro-Amerikan denilen, siyah kesim karşı çıkmıştı. Bu bir sınıf hareketi olmayıp, temelinde siyahların gördüğü baskıları sonlandırmaya yönelik bir insan hakları hareketiydi. Böyle olunca “Beyaz” işçi sınıfından beklediği ilgiyi göremedi. Günümüzde bu ayrım oldukça azalsa da, çok uzak olmayan tarihlerdeki bu “ırk” sorunundan dolayı beyaz ve siyah ABD işçisi çok da yanyana gelmemiştir, gelmeye çalışsa da “ırk”sal olarak provokasyona çok açıktır.

Bir diğer konu, sanıldığının aksine, ortalama ABD vatandaşının hayatını dinsel unsurlar oldukça fazla yönlendirir. Dini öğeler hayatın her yerinde oldukça fazladır. Bu “dini” bağımlılık da beraberinde, beğense de beğenmese de mevcut sistemi koruyacak içgüdülere vardırır toplumu. Uzun yıllardır ABD toplumundaki entellektüellerin Bilimsel - Marksist yaklaşımları ve toplumu bilinçlendirme çalışmaları, birçok “muhafazakar” alt sınıf tarafından ilgi görmemiştir. Bu bilimsel – Marksist yaklaşımlar “radikal” olmakla suçlanmıştır.

ABD’deki Anti-Marksist teoriye göre ne olursa olsun, ABD işçisi, ABD’yi dönüştürecek istek ve bilince ulaşamaz çünkü zaten mevcut “tüketim toplumu”nun bir parçasıdır; Avrupa veya Küba’daki sınıfdaşları gibi bir gelenekleri olmamıştır. Bu teorinin dayandığı 2 nokta vardır. İlki, Amerikan Kapitalizmi bir çok kriz atlatmıştır, bu hastalıklara aşılıdır ve toplumsal düzenini sonsuza kadar devam ettirecektir. İkincisi, ABD işçi sınıfının mevcut toplumsal dokusu, ilişki ve yaşam biçimi ne olursa olsun mevcut sisteme sahip çıkacak şekilde örülmüştür.

Lidersizlik de bir başka eksikliktir. Eğer ABD işçileri, geçmişlerinde ve günümüzde bu konularda başarısızlarsa bunun bir sebebi de onları yönlendirecek bir lidere hiç bir zaman sahip olamamalarıdır. Önderlik etmesi beklenen işçi sendikası liderleri de, ABD tarzı yaşam tarzları, dolgun maaşları ile temsil ettikleri sınıfın çok uzağına düşmüş ve sanki bir şirket patronu gibi davranmışlardır.
Dolayısıyla yazının başlığında sorulan sorunun yanıtı olumsuzdur.

28 Ekim 2009 - Birgun

Hiç yorum yok: