10 Haz 2009

Küba’nın Turizm Faaliyetleri





“FIT Cuba (Uluslararası Turizm Fuarı) 2009” Küba Turizm Fuarı’nda Küba Devleti’nin davetlisi olarak dünyadan çağrılan yaklaşık 150 gazetecinin arasında, Türkiye’yi ve Cumhuriyet gazetesini temsilen; 2 Mayıs 2009'dan başlayarak sekiz gün Küba’daydım. Bu fuar, Küba’yı Karaiblerin turist çekim merkezi olarak tanıtmak üzere düzenlenmiş en büyük etkinlik. Başkent Havana'nın Morro Cabana Park’taki açılış töreni adeta bir karnaval havasındaki renkli gösterilerle süslenirken, evsahibi Küba ve Venezuella, Bulgaristan’ın Turizm Bakanlarının katılımıyla gerçekleşti. Fuar ilk kez yıllar önce, Varadero kentinde başlamıştı, ancak yıllar geçtikçe güçlenip profesyonel bir etkinliğe dönüştü. Bu yıl fuar, Küba’nın “Dünya Mirası” sayılan ve UNESCO tarafından da koruma altındaki şehirlerini öne çıkarıp, Küba’nın tarihi ve kültürel özelliklerini de ön planda tutan bir anlayışla düzenlendi. Fuara yaklaşık 150 ülkeden, Küba'ya turistleri getirmekle sorumlu olan tur operatörleri, havayolu şirketleri, seyahat acentaları ve Küba konusunda uzman gazeteciler katıldı.

Küba’nın turizmle yakınlaşması ve bu alanda önemli politikalar geliştirmesinin geçmişi 1990’larda, SSCB’nin yıkılmasına dayanır. Bu doğa harikası adanın turizm alanındaki yolculuğunu 3 bölümde inceleriz. Devrimden önceki birinci bölümde, adaya gelen turistlerin %90’ı ABD’dendi. İkinci bölümde, Devrimden sonraki SSCB ile yakınlaşılan yıllarda, 1970-80’lerde, Doğu Avrupa ve Kanada’dan gelen turist sayısında önemli bir artış oldu. O dönemde de, tıpkı şimdi olduğu gibi, 50 yıllık ABD ablukasından dolayı, ülkelerinden doğrudan gelemeyen ABD vatandaşları, adaya Kanada, Meksika üzerinden geldiler. 1990’ların başında SSCB’nin yıkılmasıyla üçüncü bölüm başladı. “Özel Dönem” olarak adlandırılan bu dönemde, ülkenin temel gelir kaynakları yeniden gözden geçirildi: Örneğin, başlıca gelir kaynağı olan şeker kamışı üretiminden ileriki yıllarda ekonominin başlıca itici gücü olacak turizm sektörüne geçiş süreci başladı. Böylece Küba, gerçek anlamda uluslararası turizme açılmış oldu. Bu tarihten sonra, adada yabancı yatırımların önemli ölçüde arttığını görüyoruz: İspanya, Kanada, İtalya, Almanya’nın, bu ülke topraklarında büyük turizm yatırımları var.

Küba'nın Ulusal İstatistik Bakanlığı ONE'nin raporuna göre, Küba turizm işletmeciliği 2009'un ilk çeyreği boyunca, önceki yılın istatistiklerine göre iki kat artış gösterdi. 2008 istatistiklerine bakılırsa, en fazla turist Kanada’dan geliyor: 800 bin kişi. Bu ülkeyi sırasıyla İngiltere, İtalya, İspanya, Fransa ve Almanya izliyor. Latin Amerika ülkelerine bakıldığında turizm sıralamasında başı Meksika ve Arjantin çekiyor. Rusya’dan gelen turist sayısında da %40 oranında bir artış olmuş. Çin’li turistleri özendirmek üzere, Çin Hükümeti Küba’da iki irtibat bürosu açmış bile. Türkiye’den ülkeye gidenlerin sayısıysa yaklaşık 5 bin.

Küba’nın 2008 yılı turizm kapasitesine baktığımızda, 45 bin oda, %65’i 4 ve 5 yıldızlı olan oteller, 10 uluslararası havalimanı, 13 küresel turizm şirketiyle imzalanan 65 yeni anlaşma, 18 turizm yüksek okulu, mevcut altyapının iyileştirilmesi için yapılan yatırımlar (cep telefonu şebekesinin büyük ölçüde yaygınlaşması, yeni yollar, elektrik şebekesinin yenilenmesi vb.) gibi çok yönlü alanlarda yatırımlar görüyoruz.

Turizm sadece ülkeye gelir getirmekle kalmıyor, dolaylı olarak ülkenin altyapısının iyileşmesi için itici güç oluşturuyor, yeni işler yaratıyor. Otellerdeki fiyatlar ve kalite çevre ülkelerdeki olanaklarla rekabet etmek için, oradakilere benzer oranlarda ayarlanıyor.

2003 ve 2005 yıllarındaki seyahatlerimle karşılaştırdığımda, turizmin artık bütün şehirlere yaygınlaştığını ve yatırımlarla desteklendiğini açıkça söyleyebilirim.

Fuar kapsamında gezilen şehirlerin katılımcıları en etkileyen tarafı, mimarinin çeşitliliği ve korunmuşluğu oldu. 500 yıl öncesinden, sömürge dönemine ve oradan da günümüz mimarisine her türlü yapısallaşma son derece planlı gerçekleştirilmiş.

Gerçek ismi “San Cristóbal de La Habana” olan başkent Havana 16 Kasım 1519’da kurulmuş. Şehrin ilk kurulduğu yer “Eski Havana”, şimdilerde UNESCO Dünya Kültür Mirası.

Varadero yolu üzerinde bulunan, “Küba’nın Atinası” ya da “Köprüler Şehri” olarak bilinen Matanzas, sahip olduğu zengin kültürel mirasıyla, dünya müziğine yaptığı katkılarıyla görülmesi gereken bir şehir.

Villa Clara eyaletindeki Santa Clara şehrinde görülecek iki önemli eser var. Ernesto Che Guevara’nın anıtmezarı ve 16. yy’da yapılan San Juan de los Remedios.

“Güneyin incisi” olarak adlandırılan Cienfuegos, Fransız mimarisinden etkilenen yapılarıyla görülesi bir diğer Dünya Mirası şehir.

Küba’da 4-5 yıldızlı otellerde kalmak istemeyenler ya da pansiyon yaşamını sevenler için de Casa Particular (oda-kahvaltı veren özel ev) sistemi kurulmuş. Günlük, ortalama 20-25 CUC (Convertible Peso) arasında bir bedelle konaklayabilir, buralarda 10-15 CUC fazla ödeyerek, özellikle deniz ürünleri ağırlıklı, lezzetli akşam yemekleri yiyebilirsiniz. Böylece, otel ortamı yerine Kübalıları ve yaşamlarını daha yakından tanıma fırsatı bulabilirsiniz.

Şehirlerarası ulaşım için tren, otobüs, uçak, araba kirlama vb. birçok seçenek var. Ayrıca meraklıları için bisikletiyle gelip adayı baştan baştan gezen gezginleri de görmek olası. Özellikle Havana’daki bisikletli şehir turları oldukça ilginç.

Isla de la Juventud (Gençlik Adası), Cayo Largo, María la Gorda, Havana'nın kuzeyi, Varadero, Zapata yarımadasındaki mağara dalışları en çok denizaltı meraklılarının ilgisini çekecek en önemli yerler arasında sayılabilir. Santiago de Cuba ve Camagüey’in yanı sıra Holguín’deki mercan resifleri de kesinlikle görülmeye değer. Bu resifler önemi bakımından dünyada ikinci sırada ve doğal dünya mirası.

Klasik turizm gelirlerinin yanında, son 20 yıldır, Küba’nın verdiği sağlık hizmetleri yılda 40 miilyon dolar gelir getiren ve giderek daha ilgi görüp büyüyen yeni bir turizm alanına dönüşüyor. 2005’de, 19.600 yabancı hasta göz, Parkinson ve ortopedik ameliyatını yaptırmak ya da MS tedavisi olmak için adayı ziyaret ettiler. Hatta, Ekim 2007’de, bazı Amerikan ve Kanada vatandaşları sağlık turizminden yararlanmak üzere Küba’ya geldi.

Karaiblerin bu en büyük adası, nefes açan, upuzun, beyaz kumlu kumsallarıyla, şehirleşmenin en güzel örnekleriyle, tarihi ve doğal dokunun korunmuşluğuyla, ekolojik yaşam biçimiyle, bütün dünyadan turistleri ağırlamaya her zamankinden daha hazır. Küba sizi bekliyor.

Cuba Si!

Hiç yorum yok: