6 Mar 2007

Venezuela ve Küba’a da Özgür Yazılım’a geçiyor.




Latin Amerika’nın başkaldıran bu iki ülkesi, ülkelerinin bağımsızlığı adına, ABD’nin ve Dünyanın yazılım devi Micro$oft’u oldukça sinirlendirecek yeni bir konuda işbirliği yapıyorlar; Özgür Yazılım!
Yazılım’da özgürlük, kaynak kodları görebilmek, ihtiyaçlar doğrultusunda değiştirebilmek ve bu değişiklikleri dağıtabilmektir. Özgür yazılımın geliştirme ve kullanım süreçleri, Microsoft Windows vb. “Tescilli Yazılım”lara ödenen lisans paralarının ülkeyi terk etmesine de engeldir. Böylece tasarruf edilen kaynaklar, Açık Kaynak Kodlu yazılımın ülkenin ulusal çıkarları doğrultusunda geliştirilmesine harcanacak, daha fazla yerel iş imkanı, dolayısıyla daha fazla katma değer yaratılacaktır.

Ülkenin Ulusal Güvenliği, başka bir ülkenin yazdığı “Tescilli Kod”a emanet edilebilir mi? O kodu geliştirenlerin, gelecekte sisteme gizlice girmek için bir “arka kapıyı” açık bırakmadıklarını, o kodu yazanlardan başka kim bilebilir? Ya da devletin resmi yazışmalarda kullandığı elektonik posta yazılımına ne kadar güvenmesi gerekir? Olası bir savaş veya anlaşmazlık durumunda, bu yazılımları üreten yabancı firmanın, diğer ülkelere dağıtımı durdurmasıyla, bilgisayar altyapısı duran ülkede nasıl kaotik bir durum olacaktır? Ayrıca, büyük yazılım firmalarının sahiplendiği patentler ve kullanım hakları, özgür yazılımın gelişmesine de önemli bir engeldir. Hiç düşündünüz mü Mozart veya Beethoven “Konçerto”nun patentini alsalardı, klasik müzik bestecileri, her besteledikleri konçerto için telif ödemek zorunda mı kalacaklardı veya süreli patent boyunca Mozart’ın izni olmadan “Konçerto” besteleyemeyecekler miydi ? Patent’lerin süresi sınırlı olsa da, kullanımı izne tabiidir. Bu durumda patenti elinde bulunduran bir yazılım üreticisi, bir başkasına, “rekabet”i bahane ederek kullandırmayabilir ama bu işin dozu iyi tutturulmazsa, “insanlığın malı” olabilen fikri üretimler kartellerin ellerinde kalabilir.

Geçtiğimiz günlerde, Bill Gates, “Tescilli Yazılım”a ve “Yazılım Patentleri”ne direniş gösteren "Özgür Yazılım Hareketi"ni yeni çağın yeni komünist hareketi olarak tanımladı. Çünkü onlar, kuralları ABD tarafından konmuş "Fikri Mülkiyet Hakları"na karşıydılar. Bu tanımlamayı bir onur payesi olarak gören Komünist Küba yönetimi ve Venezuela elbirliğiyle kamu’nun bütün bilgisayarlarını, Micro$oft Windows’tan, açık kaynak koduna dönüştürme kararını aldılar. Çin, Brezilya, Norveç vb. birçok ülkede bu yönde bir hareketlilik zaten uzun zamandır görülmekte. Küba’lılar bu geçişi sadece teknolojik boyutuyla değil, ideolojik, ulusal güvenlik, bağımsızlık ve maaliyet faktörlerini de gözönüne alarak ele aldıklarını söylemekteler. Massachusetts Institute of Technology’den (MIT) Richard Stallman, Küba’da katıldığı bir toplantı da “Tescilli Kod”ların ülke güvenliği için tehdit ve risk taşıdığını söylemişti. Ortayaşlı komünist bürokratlar ve genç Kübalı bilgisayar programcılarının dinlediği Stallman, özellikle telif hakları kanunları ve yaptırımlarının, yeni mezun geliştiricileri moralmen olumsuz etkilediğini söyledi. Hastahanelerde, Küba gümrüklerinde, Küba Kültür Bakanlığında, Yüksek Eğitim ve daha birçok kurumda “Tescilli Yazılım” terkedilerek Linux kullanımına geçilmektedir. İki yıl önce 600 olan “Özgür Yazılım”cı sayısı bugün 3,000’e geldi.

Küba’nın “Tescilli Yazılımı”nı güncel tutmak gibi bir problemi de var! Oldukça yavaş olan – 65 Mbyte/sn yükleme ve 124 Mbyte/sn indirme – uydu bağlantılı Internetiyle bu yazılımların güncel sürümlerini alması çok zor. Hemen yanıbaşındaki okyanus tabanından geçen ve kıtaları birbirine bağlayan fiber kablolara da ABD ambargosu yüzünden erişemiyor. ABD’nin bu engelini, Venezuela ile ortak gerçekleştirilen ve her iki ülke arasında 1,500km’lik fiber kablo inşasını hedefleyen proje, 2 yıl içinde bittiğinde ortadan kaldıracak. Mevcut Internet kapasitesini yaklaşık 1000 kat arttıracak, erişim maaliyetini oldukça ucuzlatacak ve ülkenin dışa açılmasını kolaylaştıracak, son tahlilde de pahalı ve yavaş olan uydu bağlantılı Internet’ten, daha ucuz ve hızlı olana geçiş yapılmasına olanak sağlayan bu proje, kullanım önceliğini eğitim, sağlık, araştırma ve kültür hizmetlerine vermiş Küba’yı çok rahatlatacağa benzer.

Peki ülkemizde durum ne?

Başbakanlığa bağlı TÜBİTAK bünyesinde geliştirilen Türkçe İşletim Sistemi Pardus gibi ulusal bir işletim sistemimiz oluşmakta ama hâlâ kamu kurumlarının yüzlerce, binlerce, masa üstü bilgisayarlarında kullanılmıyor; onun yerine %5-10’dan fazla özelliği kullanılmayan Micro$oft’un Ofis yazılımlarına milyonlarca dolar verilebiliyor. KESK’in son genel kurulunda, "Özgür Yazılım"a destek veren önerge reddedilmiş, böylece başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere tüm kamu kurumlarının Micro$oft'a teslim edilmesi hızlandırılmış oldu. Milli Eğitim Bakanlığı'nın İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri Yönetim Bilgi Sistemi İLSİS'in web sitesi Micro$oft'un Internet Explorer web tarayıcısı dışında başka bir web tarayıcı ile görüntülenemiyor. Pardus'ta kullanılan web tarayıcısı Mozilla ise desteklenmiyor! Bu ve benzeri örnekleri çoğaltmak mümkün. Küba ve daha birçok ülkenin yapmaya çalıştığı gibi, özellikle ulusal güvenlik ve gizlilik gerektiren yazılım ihtiyacında kendi geliştirdiğimiz ürünleri kullanmaya yönelmeli ve yaygınlaştırmalıyız. Sadece yazı yazmak, internette dolaşmak, e-posta alıp vermek ve anabilgisayarlara bağlanmak dışında başka işlevi olmayan binlerce bilgisayar kullanılıyor ülkemizde. Sadece bunlarda bile “Özgür Yazılım” kullanarak tasarruf edebileceğimiz ulusal kaynakları düşünebiliyormusunuz? Birçok konuda ne yazık ki dışa bağımlıyız ama bu konuda hiç gerek yok. Tek ihtiyacımız kafası çalışan mühendislerimiz ve onlardan da ülkemizde yeterince var.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

eksik olan politik irade ve kararlar gorundugu kadari ile.. yani her zaman oldugu gibi... bu karaliligi gostermek istemeyen nemacilarin gozlerinin icine sokulacak muthis aydinlatici bir yazi iste. tesekkurler Cuneyt.

nurettin ozdemir

Adsız dedi ki...

neden dersen cevap veremem ama bu yazıyı ben de çok beğendim..

ters köşe