Taksim gezi parkında ki çadırları dağıttıktan sonra, çadırlardan atom bombası planları çıktı diyen zihniyetten başka ne beklenebilirdi ki?
Bu yıl ikincisi düzenlenen Burgazada Progresif Müzik konseri, ikinci gününde "güvenlik" gerekçesi ile dağıtıldı, tıpkı Taksim'deki çadırlar gibi...
Cenk Taner güzel demiş, acaba bu festival sponsorları olan bir etkinlik olsaydı, bu kadar kolayca dağıtılabilir miydi? Hayır! Bu konserin sponsoru, gençlerin kendileri ve bir avuç müzik gönüllüsü olunca dağıtmak çok kolay geldi devletin valisine.
Ben size atmosferi anlatayım en iyisi. Son sözü en son söylerim...
Hava kurşun gibi ağırdı Cumartesi gündüz. Ama ağırlığın sebebi sıcakla birlikte neredeyse solungaçlarımızı çıkartacak nem oranıydı. Burgazada'ya kendini genç hisseden, müzik dinlemek isteyen, çoluklu çocuklu, türbanlısı, bikinilisi herkes gelmişti. Hava güzel, ortam güzel, gençlik daha da güzel. Vapurdan inince kalabalığı takip etmek yeterliydi. Zaten esnaf da memnundu benim gördüğüm kadarıyla olanlardan. Cümbür cemaat, beşe doğru vapurdan inen kitle, içecek zulasını, atıştırmalıklarını da adadan tedarik edip Cennet bahçesinin yolunu tuttuk. Cennet Bahçesi ne güzel yapmış da kapılarını bu festivale açmış. Kapıda, sembolik ücreti, 1TL'yi de ödedik ortama girdik. Bahçenin ortasına kurulmuş sahnenin çevresine tesbih gibi dizildik. Doluştukça saflar sıklaştı. Sıklaştıkça birbirimizi daha çok tanıdık. İçeceklerimizi yiyeceklerimizi paylaşmaya başladık. Osmanlıca üzerine doktora yapan Zeynep'e laf yetiştirirken, Metalurji Mühendisliği okuyan ama gece adanın neresinde yatarım da konserin yarın ki haline devam ederim diye dertlenen gence akıl vermeye çalışıyorduk. Böyle bir ortam işte...
Emrah Karaca, Moğolların solistliğini 2008'den beri devam ettiriyor. Alageyik, Namus Belası, Birşey Yapmalı derken saatler ilerledi. Yedik, içtik, söyleştik, müzik dinledik, dans ettik ve kalkıp son vapura yetişip evlere dağılmaya başladık.
Gece 12:00'den sonra ne olmuş olabilir ki, Vali "güvenlik kaygısı" ile konseri iptal etti?
Herhalde birisinin üzerinden yine Nükleer Bomba planları çıkmıştır olsa olsa...
Bu zihniyet bazen küçücük bir Rock konserini iptal eder, bazen mahalledeki deprem toplanma alanlarını otopark yapamaya kalkar, bazen de Validebağ korusunu yapılaşmaya açar.
Bu ülkenin birinci sorunu tabii ki Rock Konseri değil ama bu etkinliğin dağıtılmasını bu kadar kolayca yapan, tahammülsüz, hoşgörüsüz, yeri geldiğinde de nefes almayı dahi zorlaştıracak kadar baskı yapmayı görev bilen baskıcı zihniyet ile mücadelemiz aslında bizim birinci sorunumuz, bitmeyen sorunumuz...
1 yorum:
Katılımcılardan biri olarak söylüyorum, zevk aldiklarimizdan vazgeçmeyiz, seneye daha bi tatli bu konser: )
Yorum Gönder