En genel tanımıyla örtülü ödenek hükümetlere, devlet
başkanlarına veya kurumlara, bir mali yıl içindeki bütçeden ayrılmış, kullanma
şartları ve yöntemleri konusunda seçenekler sunan ama kullanıcısı tarafından
harcama esnekliği de bulunan, belli bir program ve projeye direkt bağlanmamış
harcama kalemi olarak adlandırılır.
İyi niyetli olarak bakılırsa, bu para, meclis veya daha üst
bir kurumun onayı olmadan, hükümetin, hedeflerini yerine getirmesinde yardımcı
olacak, bürokrasiyi aradan çıkartacak bir araç gibi görülebilir. Diğer taraftan
ise, nereye harcandığının hesabı sorulamayacak, kötü niyetli olarak da
kullanılması olası bir harcama hakkı olabilir!...
Türkiye'de durum şu şekilde:
Örtülü ödenek harcamaları 5018 sayılı kanunda tanımlanıyor:
"Örtülü ödenek, kapalı istihbarat ve kapalı savunma hizmetleri, Devletin
millî güvenliği ve yüksek menfaatleri ile Devlet itibarının gerekleri, siyasi,
sosyal ve kültürel amaçlar ve olağanüstü hizmetlerle ilgili Hükümet icapları
için kullanılmak üzere Başbakanlık bütçesine konulan ödenektir."
Bu tanım oldukça geniş kapsamlı. Başbakanlığa neredeyse her
koşul için parayı özgürce kullanma hakkı veriyor. Örtülü ödenek harcama
miktarlarındaki artış oranlarına baktığımızda 2005-2006 ve 2011-2012'de ödenek
%100'e yakın artmış, AKP'nin iktidara geldiği 2002 yıldan beri ise toplam 6 kat
arttırılmış. 2013'de, Mayıs'a kadar yapılan harcamalar neredeyse 2012'de
yapılan harcamanın tamamına yakın. Yapılan harcamalar bütçede "gizli
hizmet giderleri" olarak gözüküyor. Daha fazla detay yok.
Dünya'daki örtülü ödenek" uygulamalarına göz atarsak;
ABD'de, Kongre her yıl, Başkan tarafından kullanılacak
örtülü ödeneğin miktarını onaylar ve bu yetkiyi Başkan'a verir. 2012 yılında,
ABD bütçesinin %17'sine karşılık gelen miktar, savunma harcaması olmamak
şartıyla ayrılır. Örneğin genel bütçede savunma için ayrılan pay %19. ABD'deki
uygulamanın Türkiye'deki uygulamadan iki farkı gözüküyor. Örtülü ödeneğin
kullanma şartları bizimki kadar esnek değil. Özellikle "non-defense
(savunma dışı)" olarak belirtilmiş olması, nerede kullanılamayacağını
gösteriyor. ABD'deki uygulamanın denetlenebilir olduğunu görüyoruz. Kullanım
hakkı verilmiş ama aynı zamanda nereye kullanıldığının da açıklanması
gerekiyor. En azından kağıt üstünde ve resmi olarak durum böyle!
Avustralya'da da durum benzer. Örtülü ödenek yıllık olarak
tahsil ediliyor. Sadece kamu hizmetleri için kullanılabiliyor. Kamu hizmeti
olmak şartıyla başka bir kurumun kullanımına aktarılabiliyor. Yıl sonunda
paranın hangi hizmetler ve kurumlarda kullanıldığının belgelenmesi ve duyurulması
gerekiyor.
Yukarıdaki teknik detayları kenara bırakırsak Türkiye'deki
uygulama ile dünyadaki diğer uygulamalar arasında temel iki fark var.
1) Örtülü Ödenek, sahibine harcama özgürlüğü veriyor, ama
aynı zamanda, hangi konularda harcama yapılamayacağının da çerçevesini çiziyor.
2) Alınan harcama onayı, istendiğinde, bu paranın
kullanılabileceği anlamını taşıyor ama sonrasında nereye harcandığının
açıklanması ve denetlenebilir olması da bekleniyor.
Türkiye'deki uygulama değişmediği sürece, örtülü ödenek,
toplum vicdanında faydasından çok, gizemi ve kötü uygulamaları ile anılır
olmanın önüne geçemeyecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder