7 Eyl 2006

Bolivya’dan çıktı, Karadeniz’e geldi!..




Bolivya, Güney Amerika’nın en büyük ikinci gaz rezervlerine sahip olmasına karşın, bölgedeki en yoksul ülke. Bolivya Cumhurbaşkanı Evo Morales, 1 Mayıs 2006’da, “doğal kaynakların ulus-ötesi petrol şirketleri tarafından yağmalanmasının” sona erdiğini ilan ederek, ülkenin gaz kaynaklarını kamulaştırıldığını açıkladı ve yayınladığı kararnameyle, Bolivya’nın 1997 tarihli hidrokarbon yasasıyla özelleştirilen, üretim şirketleri ve rafinerileri kapsayan beş şirketinin %51 hissesinin kontrolünü, kısa adı YPFB olan devlet mülkiyetindeki hidrokarbon şirketi’ne vererek, kritik hisselerin kamulaştırıldığını da duyurdu.

Bolivya’nın en büyük iki gaz sahasında işletmesi bulunan şirketlerden biri de Brezilya’nın ulusal petrol şirketi Petróleo Brasileiro S/A, ya da kısaca Petrobras. Morales, ulus-ötesi şirketlere, ödeyecekleri vergi ve imtiyazları %50’den %82’ye çıkaran yeni kurallara göre sözleşmelerini yenilemeleri için, 180 gün süre tanıdı. Bu isteğin altında, 1997 yasaları altında 140 milyon dolar kazanç sağlayan Bolivya’nın, çıkardığı yeni yasalarla bu kazancını 780 milyon dolara yükseltmesi yatıyor..

Morales’in kamulaştırma yönündeki uygulamaları, Bolivya’daki emperyalist çıkarlara çok önemli bir darbe vurdu. Kısmen Brezilya hükümetinin mülkiyetinde olan Petrobras’tan bir sözcü de, kamulaştırmanın “dostane bir hareket” olmadığını, Petrobras’ın Bolivya’daki en büyük yatırımcı olduğunu ve Brezilya gazının %67’sinin Bolivya’dan geçtiğini belirtti. Bolivya gazının en büyük müşterisi durumundaki Petrobras, 1999’da yapılan 20 yıllık anlaşmayı yeniden gözden geçirerek, birim gaz fiyatını 3,80’den 4,65’e yükeltmeyi, 1 Temmuz’dan geçerli olmak üzere kabul etti.

Kaynakların ulusallaşması, üreticiler arasında yükselen bir eğilim. Arjantin’in Bolivya’dan satın aldığı doğalgaza, %50 fazla ödemesi, artık, “komşulardan piyasa fiyatının altında kaynak kullanımı”nı ortadan kaldırıyor.

Brezilya, petrol konusunda kendi kendine yetebiliyor, ancak doğalgaz gereksiniminin yarısını Bolivya’dan satın alıyor. Ama görünen o ki, bu durum uzun sürmeyebilir, çünkü Petrobras’ın %60 hissesi artık devlete değil, ABD sermayeli bir organizasyona ait!

Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ile, Karadeniz’de "derindeniz" petrol araması konusunda 2 ayrı anlaşma imzalayan Petrobras Uluslararası Direktörü Nestor Cunat Cervero, Karadeniz’de çok zengin petrol ve doğal gaz rezervleri bulunduğunu söyledi. Türkiye’de, Karadeniz’deki arama ve üretim faaliyetleri konusunda yatırıma başladıklarını, en kısa sürede de sismik aramalara başlayacaklarını belirten Cervero, yalnızca Karadeniz’le sınırlı kalmayacaklarını, Türkiye’de uzun vadeli daha farklı enerji yatırımlarına girmeyi planladıklarını da söyledi. Bolivya’daki ulusallaştırma sürecinden sonra, eski kazançlarını sağlayamadığı için yeni arayışlara giren Petrobras, ülkemizi kazanç kapısı görüp, gelmiş. Burada üzerinde önemle durulması gereken iki nokta var: Birincisi, Bolivya halkının kendi öz kaynaklarına sahip çıkarak bu kaynaklardan daha fazla kazanç sağlaması;. yani, “özelleştirme” yerine “kamulaştırma” modelini yeniden hayata geçirerek, doğalgaz özel işletmelerin elindeyken elde edilene kıyasla, gelirini, önemli bir fark yaratacak şekilde arttırmıştır. Hem de bu şirketleri ülkeden kovmak yerine, onlarla daha “akılcı” anlaşmalar yaparak! İkinci önemli noktaysa, artık, Petrobras’ın hisselerinin %100’üne Brezilya’nın sahip olmayışı, başka bir deyişle şirketin kontrolünün ABD’nin elinde oluşudur. Bolivya’daki ulusallaşma süreçlerinden önce gaz fiyatını kontrol edebildiği için yüksek olan kazançlarını, ulusallaştırma sonrası kaybetmiş bir şirkettir de aynı zamanda.

TPAO ve Petrobras ortaklığının yüzde 50 – 50 üleş olduğu kamuoyuna duyuruldu. Bu oranlar “kamulaştırma öncesi” Bolivya’daki rakamlarla aynı. Kamulaştırmadan sonra, imtiyazlar %82 oranında Bolivya lehine olacak şekilde arttırılmış ve ülkenin doğalgaz üretiminden yıllık kazancı –sıkı durun- yaklaşık 5 katına çıkmıştır.

Elbette ki, Karadeniz’den çıkacak hidrokarbonların, Türkiye’nin petrol ve doğalgaz için ödediği faturayı azaltması şaşılacak bir şey değil. Ancak, unutulmamalı ki, Bolivya’nın yaptığı atılımla kendi kazanç hanesine yazdığı devasa değişiklik, henüz yolun başındayken bizde de yapılabilir. Çünkü artık “derinsularda” yapılacak petrol ya da doğalgaz sondajlarında, geçmişte kârlı olmayan çalışmalar, bugün artan petrol fiyatları ve nispeten dünyada azalan petrol kaynakları ya da kaynakların jeopolitik durumlarından ötürü, daha kârlı olabilir. Bu da, ülkemizin, bu tip yabancı yatırımlarda kullanabileceği önemli bir kozdur.

Türkiye'nin yeni petrol ve doğalgaz umudu olan Karadeniz’de durum böyle…

Hiç yorum yok: