2001’den beri iş
amacıyla ara ara Suudi Arabistan’ı ziyaret eden biri olarak, ülkedeki değişimi
günlük hayat seviyesinde farkedebiliyorum. Son günlerde ki en önemli değişim
ise kadınların ilk kez oy kullanma hakkı kazanması. Bu konu gündeme geldiğinde
aklıma Duygu Asena’nın 1987’de yazdığı ve
1988’de yasaklanan, sonra da filmi çekilen “Kadının Adı Yok” adlı kitabı
geldi. Suud’lu kadınların durumu tam da bu hikayeyi hatırlatıyor. Aslında
ülkenin seçim tarihine bakınca, 2005 ve 2011’de sadece iki defa seçim yapıldığı
da düşünülünce, beklentiyi yüksek tutmanın anlamı yok. Çünkü seçimlerden
“kazanan” olarak çıkacak bir kadının, Suudi Arabistan’da yaşayan bir kadın
olarak “kayıplar” hanesinde yazanlarla, bu durumdan “kazançlı” çıkmasına imkan
yok.
Suudi
Arabistan’da;
-
Bir
kadın normal yaşamında erkeklerle bir arada olmadığı için, ne seçim kampanyası
yapabilir, ne de seçimi kazansa bile pratik olarak onlarla birlikte
çalışabilir.
-
Bir
Kadın tek başına araç kullanamaz
-
Bir
kadın tek başına yurt dışına çıkamaz, seyahat edemez. Çalışmak, eğitim almak
gibi bir çok “normal” ihtiyaçlar için bile erkeğin iznini alması gerekir.
Bunların yanında, ülkeleri dışında görüştüğüm Suud’lu kadınların büyük bölümü erkek egemen ve dini kurallar üzerinden yürüyen bu yaşamdan tabii ki çok şikayetçi ama sosyal ve yaşam hakları o kadar çok ellerinden alınmış ve kısıtlanmış ki kımıldayacak halleri yok ve kendilerine “bahşedilen”le idare etmek zorundalar.
Telgrafhane
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder